2017 yılında neler yaşandı ?
2017 yılı ile birlikte finansal piyasalarda bir değişim söz konusuydu. 2016 yılında güçlü ataklar ile yükselişlerini güçlendiren Amerikan doları 2017 yılında özellikle ilk 3 çeyrekte güçlü düşüşler gerçekleştirdi. Bu düşüşlerin temel sebebi olarak ABD Başkanlık koltuğunda oturan Donald Trump'ın politikalarında çelişkili birtakım açıklama ve kararları etki yarattı. Ayrıca bir dönem ABD ekonomik datalarının üst üste beklentinin altında kalması da Amerikan dolar endeksinde 90.00 seviyelerine kadar geri çekilmelere sebep oldu.
Ekonomik gelişmelerin yanı sıra jeopolitik riskler de yıl boyunca finansal piyasaların odak noktasında yer aldı. ABD ile Kuzey Kore arasındaki diplomatik gerilim ile Donald Trump'ın kararları piyasalar tarafından fiyatlandı. Kuzey Kore yönetimi nükleer silah ve füze denemelerine devam ederken, ABD yönetiminin bu girişimlere "askeri seçenek de dahil olmak üzere" her türlü karşılığı verebileceğini açıklaması, özellikle de Donald Trump’ın Kuzey Kore’ye yönelik "tarihin bugüne kadar görmediği ölçüde ateş ve öfke ile cevap verileceği" şeklindeki ifadeleri, meselenin çözümsüz bir döngüye dönüşmesine yol açtı.
2017 yılının son çeyreğinde ise ABD bölgesinde bir kıpırdanma söz konusuydu ve özellike vergi reformu ve faiz artırımlarının realiteye geçmesi ile Amerikan varlıklarında gerçekleşen kayıplar sınırlandı. Ayrıca birçok makroekonomik veride de güçlü yükselişler meydana geldi.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) yıl boyunca 3 kez faiz artırımına giderek faizleri yüzde 1,25-1,50 aralığına çekmesi ve bunun etkisi, finansal piyasalarda yakından takip edildi. FOMC üyelerinin geçmiş dönemlere göre daha şahin tavır sergilediği de gözlerden kaçmadı. Ayrıca 2017 yılı Aralık ayında FED Başkanı Janet Yellen son FOMC toplantısını gerçekleştirdi ve basın açıklamalarında bulundu.
Avrupa bölgesinde ise daha fazla bahar havası hakimdi. İngiltere'nin Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesini işleme koyarak 44 yıllık üyeliğin ardından AB'den ayrılma (Brexit) sürecini resmen başlatmasıyla İngiliz sterlini, avro karşısında son 8 yılın en düşük seviyesine geriledi. Yaklaşık 10 yıl aradan sonra ilk kez politika faizini artırma kararı alan İngiltere Merkez Bankası (BoE), politika faizini tüm zamanların en düşük seviyesi olan yüzde 0,25'ten yüzde 0,50'ye yükseltirken, varlık alım hedefini de değiştirmeyerek 435 milyar sterlin seviyesinde bıraktı. Yıllık bazda incelediğimizde ise Sterlinde bir kazanç söz konusuydu. Değer kaybı yaşayan Sterlin, İngiliz enflasyonuna pozitif etki etti ve üst üste gelen iyi ekonomik datalar İngiltere Merkez Bankasını faiz artırımına yöneltti.
Avrupa Merkez Bankası ise (ECB) varlık alım programını aylık 80 milyar avrodan 60 milyar avroya indirerek Aralık 2017 sonuna kadar aylık 60 milyar avro seviyesinde devam edeceğini açıkladı. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi ise yıl genelinde şahin tavra daha yakında fakat yılın son toplantısında 2018 yılı ile ilgili olarak endişeli göründü.
İspanya'nın doğusundaki Katalonya özerk yönetimi parlamentosu yapılan gizli oylamayla tek taraflı bağımsızlık kararı aldı. İspanya Anayasa Mahkemesi ise Katalonya yerel parlamentosunda kabul edilen tek taraflı bağımsızlık kararını iptal etti ve sert müdahaleler gündeme geldi. Daha sonra ise bölgede erken seçim kararı alındı.
Çin ekonomisi ilk yarıyılda yüzde 6,9 büyürken, Çin Merkez Bankası (PBoC) ters repo enstrümanını kullanarak borçlanma maliyetlerini yükseltti. Şanghay bileşik endeksi, geçen yılki sert düşüşün ardından yıl boyunca dengeli bir seyir izledi. 2016 yılında yüksek seyreden Çin temelli jeopolitik risklerin 2017 yılıyla birlikte daha seyreldiğini gördük. 2018 yılında daha da düşebileceği tahminler arasında.
Türkiye tarafında ise karmaşık bir yıl geçti. Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, 15 Temmuz öncesindeki 83.000 seviyelerine bu yılın ilk ayında ulaştı. Aralık 2016'da gördüğü 71.792 seviyesinden başlattığı yükseliş trendini aylık bazda 9 ay sürdüren BIST 100 endeksi, bu yıl rekor üstüne rekor kırarak 115.000 puanı aştı. Bu yükselişin etkisi döviz kurlarına pozitif etki ederken yıl sonuna doğru lira varlıklarında güçlü kayıplar yaşandı. Bu kayıplarda ise önüne geçilemeyen enflasyonist baskının etkili olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), görev tanımı dahilinde yıl boyunca elindeki para politikası araçlarını kullanarak enflasyonla mücadele ederken, aynı zamanda finansal istikrarı da korumaya çalıştı. TCMB, döviz kurlarındaki ekonomik gerçeklerle uyuşmayan sert hareketlerin önüne geçmek ve TL'ye istikrar kazandırmak için attığı adımlarla piyasalara güven verse de TL, gelişmekte olan ülke para birimleri arasında negatif performans gösterdi. Bu dönemde Dolar kuru 3,38 seviyelerinden 3,98'lere kadar yükseldi. Politika faizini yıl boyunca değiştirmeyerek yüzde 8 seviyesinde bırakan Merkez Bankası, ağırlıklı fonlamayı önce faiz koridorunun üst bandına, ardından da Geç Likidite Penceresi'ne (GLP) çekerek fonlama maliyetini 12,75'e yükseltti.
ABD'nin, Türkiye'deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetlerini askıya aldığını duyurması üzerine Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği de "ABD'deki tüm misyonlarımızdaki ABD vatandaşlarına yönelik vize işlemleri askıya alınmıştır." açıklamasında bulundu. Ayrıca olayların hemen üzerine Reza Zarrab olayları mahkemede görüşülmeye başlandı ve Zarrab itirafçı kimlik takındı. Tüm bu etkiler lirada güçlü kayıplara sebep oldu.
Son olarak 2017 yılına damga vuran kripto para madenciliğinde yayılım devam etti. Özellikle Bitcoin' de gerçekleşen güçlü kazançlar fiyatların 20.000 bin dolara kadar yükselmesine sebep oldu. Diğer kripto maden birimlerinde de kazançlar risk iştahını artırır seviyedeydi. Sanal para birimi Bitcoin, 2017 yılı aralık ayında Chicago'daki CBOE borsasında işleme açıldı. Ayrıca diğer coin birimleri de birtakım avantajlara sahip oldu.