Sermaye bütçelemesi neden önemlidir?
Sermaye bütçelemesi nedir?
Sermaye bütçelemesi, yatırım getirilerine göre proje seçme sürecidir.
Bir kuruluş, yatırım yapmaya değer birkaç proje arasından seçim yapmakta her zaman zorluklarla karşılaşır. Bir kuruluş, yatırım olarak tüm kârlı projeleri seçmek ister, ancak sermaye sınırlaması nedeniyle kuruluş bunlardan yalnızca bazılarını seçmek zorundadır.
Kuruluşlar, insanlara yatırım yapmak için en iyi projeyi ararken, yatırımlarını her gün yaptıklarından ötürü, sermaye bütçelemesi günlük hayatımızı etkileyen bir kavramdır.
Örneğin, dizüstü bilgisayarınız çalışmaz hale geldi. Yenisini satın alabilir veya eskisini onarabilirsiniz. Yeni bir dizüstü bilgisayarın eskisini tamir etmekten daha ucuza gelme olasılığı olabilir. Bu yüzden, dizüstü bilgisayarınızı değiştirmeye karar verdiniz ve bütçenize uyan farklı seçeneklere bakmaya başladınız!
Sermaye Bütçelemesi Nasıl Çalışır
Sermaye bütçelemesinin temel amacı, bir projenin bir firmaya kâr getirip getirmeyeceğini belirlemektir. İşlem farklı yöntemlerle gerçekleştirilir. Geri ödeme süresi (PB), iç getiri oranı (IRR) ve net bugünkü değer (NPV) yöntemleri en yaygın olanlarıdır. Ayrıca, bazı kuruluşlar kârlılık endeksini, gerçek opsiyon analizini ve eşdeğer yıllık geliri de hesaplar.
İdeal bir durumda tüm bu yöntemler aynı sonuca çıkar, ancak gerçekte sonuçlar her zaman farklıdır. Yönetimin tercihlerine ve seçim kriterlerine bağlı olarak, bir yaklaşım diğerine göre daha fazla vurgulanacaktır. Bununla birlikte, yaygın olarak kullanılan bu değerleme yöntemleriyle ilişkili ortak avantajlar ve dezavantajlar da mevcuttur.
Sermaye Bütçeleme Sürecinde Ortak Adımlar
1. Potansiyel fırsatları belirleyin ve değerlendirin
Her bir şirketin dikkate alması gereken birkaç yatırım fırsatı vardır. Örneğin herhangi bir ürün üreten bir firma, ürününü müşterilerine gemi, uçak veya trenle teslim edip etmeyeceğine karar vermelidir. Bu nedenle, finansal ve lojistik anlamda en çok neyin mantıklı olduğunu görmek için her seçenek değerlendirilmelidir. En uygun fırsat belirlendikten sonra, şirket, iş ihtiyacı ve peşin maliyetler gibi faktörleri göz önünde bulundurarak, bunu takip etmek için doğru zamanı belirlemelidir.
2. Tahmini operasyon ve uygulama maliyetleri
Bir sonraki adım, projenin maliyetini belirlemektir. Bu süreç hem iç hem de dış araştırma gerektirir. Eğer bir şirket bir nakliye seçeneği geliştiriyorsa, nakliye maliyetlerinin kendisi ile diğer şirketin nakliye maliyetlerini karşılaştırmalıdır. En ucuz yöntemi seçtikten sonra, seçtiği seçeneği uygulama maliyetini daha da düşürmeye çalışabilir.
3. Tahmini nakit akışı veya fayda
Sonraki adım, yeni bir projenin ne kadar gelir elde edebileceğini belirlemektir.
İlk değişken, benzer başarılı projelerle ilgili verileri kontrol etmektir. Eğer projenin kendisi para getirmeyecekse, şirket bu projenin ne kadar tasarruf sağlayabileceğini hesaplamalı ve bu projenin yapılmaya değer olup olmadığına karar vermelidir.
4. Risk belirleme
Şirketin projeyle ilgili riskleri tahmin etmesi gerekir. Burada şirketin projenin başarısızlığa uğraması ve tüm parayı kaybetmeye hazır olup olmadığına karar vermesi ve miktarı potansiyel gelirle karşılaştırması gerekir. Projenin başarısızlığı, şirketin iş akışının tüm sürecine zarar vermemelidir.
5. Uygulama
Eğer bir şirket bir proje üzerinde çalışmaya karar verirse proje planı oluşturulmalıdır. Ödeme yöntemleri, maliyet izleme yöntemi, proje tarafından yaratılan nakit akışlarının veya faydaların kaydedilme sürecinden oluşur. Plan aynı zamanda projenin zaman çizelgesini son teslim tarihiyle beraber içermelidir.
Başlıca yöntemler
Geri dönüş periyodu
Geri dönüş süresi, ilk yatırımın geri ödenmesinde geçen süredir. Örneğin, eğer bir proje 1 milyon dolarlık bir yatırım gerektiriyorsa, geri dönüş süresi, nakit girişinin 1 milyon dolarlık bir çıkışı karşılamasının kaç yıl sürdüğünü gösterir. Geri ödeme süresi ne kadar kısa olursa, proje yatırım için daha çekicidir.
Şirketler genellikle likiditenin ciddi bir sorun olduğu durumlarda geri ödeme süresi yöntemini kullanır. Eğer bir şirketin sınırlı fonları varsa, aynı anda sadece bir büyük projeyle ilgilenebilir. Bu nedenle yönetim, sonraki projeler için ilk yatırımın geri dönüşüne büyük önem verecektir.
Geri dönüş yöntemini kullanmanın birkaç sınırlaması vardır. İlk olarak, geri dönüş süresi paranın zaman içindeki değerini (TVM) hesaba katmaz.
Diğer bir dezavantaj, geri dönüş süreleri ve iskontolu geri ödeme süreleri yöntemleri dışında kalan kalan değer gibi, projenin yaşam döngüsünün sonunda ortaya çıkan nakit akışlarının olmasıdır. Bu nedenle, Geri dönüş, kârlılığın doğrudan bir göstergesi değildir.
İç Getiri Oranı
İç Getiri Oranı (IRR), projenin getiri oranını sağlayan nakit akışını iskonto etme yöntemidir. İç getiri oranı, orijinal nakit maliyetleri ile iskonto edilmiş nakit girişlerinin toplamının sıfır olduğu iskonto oranıdır. Başka bir deyişle, net bugünkü değerin (NPV) sıfır olduğu iskonto oranıdır.
Eğer farklı projeler aynı maliyete sahipse, şirket en yüksek İç Getiri Oranına sahip projeyi seçecektir. Bir kuruluşun aynı değere sahip birkaç proje arasından seçim yapması gerektiğinde, bu projeler İç Getiri Oranı ölçüsüne göre sıralanacak ve en kârlı olanı seçilecektir. İdeal olarak, şirket sermaye maliyetinden daha yüksek maliyetli bir İç Getiri Oranı seçecektir.
Net Mevcut değer
Net mevcut değer, belirli bir dönemdeki nakit girişlerinin bugünkü değeri ile nakit çıkışlarının bugünkü değeri arasındaki fark olarak hesaplanır. Şirketler genellikle sadece pozitif Net Mevcut Değeri olan yatırımları dikkate alır. Birkaç benzer proje olması durumunda, Net Mevcut Değeri daha yüksek olan proje seçilecektir.
Net Mevcut Değer, indirim oranından büyük ölçüde etkilenir. Doğru oranı seçmek, doğru kararı vermek için çok önemlidir. Bu, tipik olarak nakit akışlarının volatilitesi ile ölçülen yatırımın riskliliğini yansıtmalı ve finansman karışımını hesaba katmalıdır. Bir proje için iskonto oranı seçiminde yaygın uygulama, tüm firma için geçerli olan WACC'yi uygulamaktır, ama bir projenin riski firmanın bir bütün olarak riskinden daha yüksek olduğunda daha yüksek bir iskonto oranı daha uygun olabilir.
Kârlılık Endeksi
Yatırım Getiri Oranı (PIR) ve Yatırım Değeri Oranı (VIR) olarak da bilinen Karlılık Yatırım Endeksi (PI), yatırım getirisinin önerilen projeye oranıdır. Yatırım birimi başına yaratılan değer miktarını belirlediği için projeleri sıralamak adına yararlı bir araçtır.
Eşdeğer Gelir
Eşdeğer yıllık ödeme yöntemi, Net Mevcut Değeri, yıllık ödeme faktörünün bugünkü değerine bölerek yıllık nakit akışı olarak ifade eder. Genellikle eşit olmayan yaşam sürelerine sahip yatırım projelerini karşılaştırırken kullanılır. Örneğin, A projesinin beklenen ömrü yedi yıl ve B projesinin beklenen ömrü 11 yıl ise, projeler tekrarlanmadıkça iki projenin net mevcut değerlerini (NPV'ler) karşılaştırmak yanlış olur.
Sonuç
FOREX işlemi, bir yatırımcının girişleri çıkışlardan daha fazla yapma hedefi olan büyük bir şirket olduğu bir yatırım projesi olarak değerlendirilebilir.
İyi geliştirilmiş bir strateji ile planlanmış işlemler, FOREX'te uzun vadeli kârın anahtarıdır. Hangi yöntemin kullanıldığına bakılmaksızın, copy-trade, işlem botu veya kendi kendine işlem, her yatırımcının sermaye risk yönetimine saygı gösterilmelidir.
FBS, kripto para birimleri, metaller, para birimleri ve hatta hisse senetleri dahil olmak üzere 1000'den fazla enstrümanla işlem yapmanızı sağlar. Bu araçlar, her yatırımcının kârlı strateji oluşturmasına olanak tanır.