-
Durgunluk esnasında alım satım yapabilir misiniz?
Evet, durgunluk esnasında alım satım yapmak mümkündür. Yine de, ya daha düşük volatilite olan piyasalarda alım satım yapmak ya da hisse senedi işlemleri yapmak istiyorsanız, şirketin mali durumu hakkında uygun araştırmalar yapmak önemlidir.
-
Durgunluk sırasında yatırım yapmak güvenli midir?
Durgunluk esnasında yatırım yapmak kârlı ama aynı zamanda oldukça riskli olabilir. Değişken piyasalarda bir varlığın fiyatının nasıl hareket edeceğini söylemek zordur. Hisse senetlerine yatırım yaparken, bir şirketin iflas etme olasılığı da vardır.
-
Durgunluk döneminde en iyi alım satım stratejisi nedir?
Durgunluk döneminde, uzun vadeli alım satım yapmak ve altın, gümüş, güçlü para birimleri (CHF, USD, JPY) ile devlet tahvilleri gibi az çok istikrarlı güvenli liman varlıklarına yatırım yapmak daha iyidir.
Recession
Durgunluk
Durgunluk nedir?
Durgunluk en yaygın olarak ekonomik ve finansal faaliyetlerde uzun süreli ve belirgin bir düşüş olarak tanımlanır. Geçici görünen bir ekonomik gerilemenin tam olarak ne zaman durgunluk olarak kabul edilebileceği konusunda farklı görüşler olsa da genel fikir birliği, art arda iki üç aylık dönem boyunca negatif gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) bir durgunluk oluşturduğu yönündedir.
Düşen GSYİH dışında, durgunluklara yüksek işsizlik oranları, düşük hükümet harcamaları ve reel gelir eşlik eder. Bu da tüketicilerin satın alma gücünü olumsuz etkiler, belirli ürünlere olan pazar talebinin azalmasına neden olur. Şirketler ayakta kalabilmek için üretim oranlarını düşürür ve çoğu zaman işçilerinin önemli bir bölümünü işten çıkarmak zorunda kalır ki bu da sorunu daha da büyütür.
Bununla birlikte, olumsuz etkilerine rağmen, durgunluk her ekonominin normal bir parçası olarak kabul edilir. Kaçınılmazdır ve her zaman bir ekonomik genişleme dönemini takip ederken diğerinin altyapısını oluşturmaktadır.
Durgunluğa neler sebep olabilir?
Durgunluğun nedenlerine daha geniş bir perspektiften bakıldığında, bir ekonomik genişleme sırasında iş döngüsünün zirvede olduğu zaman başlar. Ekonomi iyi gittiğinden, tüketiciler büyük satın alma gücüne sahiptir ve ürüne olan talebi daha da yükseltir. Bu baskıyla başa çıkmak ve gerekli arzı sürdürmek için şirketler fiyatları yükseltir. Aynı zamanda bankalar ve diğer borç veren kuruluşlar hem tüketicilerin hem de üretim şirketlerinin borçlanarak daha fazla para ödünç almasını kolaylaştırmaktadır.
Ancak belli bir noktada bir veya birkaç olay ekonomik büyümeyi rayından çıkarır ve tüketiciler ile şirketlerin arz-talep denklemine katkıda bulunmalarını ve aynı zamanda borç verenlere karşı mali yükümlülüklerini yerine getirmelerini imkansız hale getirir. Ekonomi büyümeyi durdurur ve birkaç aydan birkaç yıla kadar süren yeni bir durgunluk dönemine girer.
Ekonomiyi bozabilecek olaylara gelince, durgunluğu tetikleyebilecek birkaç olası neden mevcuttur:
- Yüksek enflasyon oranı — enflasyon, ürün ve hizmetlerin fiyatlarında zamanla satın alma gücünün kaybına neden olan bir artıştır. Enflasyon, ekonomik büyümeyi teşvik ettiği için kendi başına doğal bir olgudur. Ancak enflasyon oranları çok yükseldiğinde, ücretlerin fiyat artışına ayak uyduramaması ekonomik aktivitenin yavaşlamasına neden olmakta ve bununla mücadele için yetkililerin aldığı önlemler kısa süreli işsizliğe ve hatta ekonomik durgunluğa yol açabilmektedir.
- Fazla arz — talep yüksek olduğunda, şirketler mümkün olduğu kadar çok ürün üretmeye çalışır. Ancak talep zirve yapıp azaldıkça, arz çok aşırı hale gelir ve bu da şirketlerin ürünleri satmasını zorlaştırır. Bu, işletmelerin küçülmesine, birçok insanın işini ve satın alma gücünü kaybetmesine, tüketimin düşmesine ve ekonomik dengesizliğe yol açabilir.
- Ekonomik balonlar — ekonomik balon, gerçek değeri çok daha düşük olsa bile bazı varlıkların fiyatındaki hızlı artışı ifade eder. Bu, spekülasyon, tüketici güveni veya mevcut piyasa trendleri dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle güçlü bir ekonomi sırasında olabilir. Yatırımcılar fazla iyimser olurlar ve fiyatın doğru göründüğü anda satmak için mümkün olduğu kadar çok varlığı satın almaya çalışırlar. Ancak zamanı geldiğinde arz talebi bastırarak, fiyatların düşmesine ve satıcıların panik içinde piyasayı çökertmesine neden olur ve bu da resesyona yol açabilir.
- Ekonomik şok — bazen beklenmedik küresel veya yerel olaylar, tüketiciler ve işletmelerin paralarını harcama konusunda isteksiz hale geldikleri bir ekonomik belirsizliğe yol açıp ciddi bir mali sorun yaratabilir. En son örnek COVID-19 salgınıdır, ancak diğer potansiyel tetikleyiciler genellikle savaşları, doğal afetleri ve temel ihtiyaç maddelerinin (örneğin petrol) arzındaki kesintileri içerir.
- Yüksek deflasyon oranı — yüksek enflasyon çok tehlikeli olsa da deflasyon da durgunluğa yol açabilir. Deflasyon, sonunda ücretlerin düşmesine ve fiyatların daha da düşmesine yol açan bir fiyat düşüşüdür. Bu, işletmeleri daha fazla ürün üretmekten alıkoyar, bu da ekonomik faaliyetlerin gerilemesine ve ekonominin altının oyulmasına neden olur.
Bu olaylar, aynı anda ayrı ayrı veya birlikte gerçekleşebilir, ancak ekonomi üzerindeki etkileri yeni bir durgunluk dalgasını tetikleyebilir.
Durgunluk alım satımları nasıl etkiler?
Durgunluk ekonominin her yönünü etkilediği için finansal piyasaları da önemli ölçüde etkiler. Durgunluk dönemlerinde alım satımcılar ve yatırımcılar paralarını harcama konusunda çok daha temkinli davranırlar. Hatta bazı kişiler, piyasalar düşmeden önce kârlarını korumak için paniğe kapılmaya ve mevcut alım satımlarından ve yatırımlarından paralarını çekmeye başlayabilir, bu da gerilemeyi şiddetlendirir. Ancak açık pozisyonlarını koruyanlar bile yatırımlarının değerinin büyük ölçüde düştüğünü ve durgunluğun olumsuz sonuçlarından ötürü güvende olmadıklarını görebilirler.
Bununla birlikte, bazı varlıklar durgunluklara karşı daha dayanıklıdır ve ekonomik türbülans sırasında iyi performans gösterirler, hatta bazen karamsar görünüme rağmen değer kazanırlar. Bunun nedeni, durgunlukların çeşitli finansal piyasaları ve menkul kıymetleri farklı şekilde etkilemesi ve oldukça zor olsa bile durgunluk sırasında alım satımı mümkün kılmasıdır.
Borsa
Bir durgunluk dönemi geldiğinde borsa her zaman hasarın büyük kısmını alır. Bunun nedeni, genel ekonomik düşüşün çoğu şirketi de etkilemesidir. Durgunluklara her zaman borç ödemelerinde artış ve gelirde azalma eşlik eder, bu da düşük performans gösteren şirketlerin hisse senetlerinin fiyatlarının düşmesine neden olur çünkü potansiyelleri artık parasal yatırımları hızlı bir şekilde gerekçelendiremez.
Bu nedenle, birçok yatırımcı, sahip oldukları hisse senetlerini halihazırda yatırdıkları parayı çıkarmak için satmaya çalışırlar bu da hisse senedi fiyatlarını düşürür. Bunu gören diğer yatırımcılar, fiyat düşüşünden yararlanmaya ve bu hisse senetlerini ucuzken satın almaya çalışırlar, bu da fiyatların tekrar yükselmesine neden olur. Bu, volatilite yaratarak piyasanın bundan sonra nereye hareket edeceğini hesaplamayı imkansız hale getirir.
Bu, özellikle birçok şirket iflasın eşiğindeyken, durgunluk sırasında hisse senedi alım satımını çok riskli hale getirir. Durgunluk dönemlerinde alım satım ve yatırım yapmak için en riskli hisse senetleri şunlardır:
- spekülatif hisse senetleri
- yüksek borç oranlı şirketlerin hisse senetleri
- döngüsel hisse senetleri
Buna rağmen, durgunluk esnasında hisse senedi alım satımı yapmak hala mümkündür. Yine de, paranızı hisse senetlerine yatırmadan önce bir şirketin nakit akışı, borcu ve zorlu ekonomik durumlardaki performans geçmişi hakkında bilgi toplamak önemlidir.
Forex piyasası
Bir ülke durgunlukla karşılaştığında, hükümet genellikle bunun sonuçlarını hafifletmek ve ekonominin toparlanmasını hızlandırmak için faiz oranlarını düşürmeye çalışır. Ancak bu, para biriminin küresel Forex piyasasındaki gücünü zayıflatarak alım satım yapanlar ve yatırımcılar için para birimini daha az çekici hale getirir. Bu nedenle, durgunluğun olumsuz etkilerinden ötürü Forex alım satımları da güvenli değildir.
Bununla birlikte, durgunluklar nadiren tüm dünyayı etkiler, bu nedenle genellikle ekonomisi bu koşullarda nispeten iyi performans gösteren ülkeler vardır. Bu, Forex yatırımcılarının güçlü ve zayıf bir para birimleri arasındaki farklardan yararlanmaları için birçok fırsat yaratır.
Forex dünyası tamamen denge ile ilgilidir. Bir para birimi zayıflarsa, diğeri güçlenir. Böylece alım satımcılar ve yatırımcılar, düşük faizli zayıf para birimlerini yüksek faizli güçlü para birimlerini satın almak için kullanabilir. Tipik olarak, bazı para birimleri yatırımcıların sermayelerini korumak için kullanabilecekleri güvenli limanlar olarak kabul edilir. Bu para birimleri arasında İsviçre Frangı (CHF), ABD Doları (USD) ve Japon Yeni (JPY) bulunur.
Bununla birlikte, diğer ülkelerin ekonomileri durgunluktan çıkmaya başladığında bu para birimleri değerlerinin bir kısmını kaybedebileceklerinden, bu para birimlerine yatırım yapmadan önce dikkatli olmak önemlidir.
Emtialar
Emtialara gelince, bunların değeri üretim oranlarının durgunluktan etkilenip etkilenmediğine bağlıdır. Bir şirket, talep yetersizliği ve tüketicilerin alım gücünün düşük olması nedeniyle üretimini yavaşlatmak zorunda kalırsa, ürettiği malın fiyatı da düşer. Bozulabilir ürünlerin (örneğin tahıl) değeri de uzun süre depolanamayacakları için çok daha hızlı düşer.
Aynı zamanda, bazı emtialar hala güvenli liman yatırımları olarak hareket edebilir. Bunlar genellikle ayı piyasalarında bile değerini koruyabildikleri için altın, gümüş, platin vb. değerli metalleri içerir. Özellikle altın, ticarette para birimi olarak, mücevher ve sanat yaratmak için bir malzeme olarak ve hatta tıpta uzun bir geçmişe sahip olduğu için durgunluk dönemlerinde en çok aranan emtiadır. Bu emtiaların değeri artmasa bile, yine de hisse senetlerine göre daha iyi ve daha istikrarlı bir alternatif olduklarını kanıtlıyorlar.
Tahviller
Özellikle güçlü ekonomilere sahip ülkelerde (ABD gibi) çıkarılan devlet tahvilleri, güvenli liman yatırımları olarak kabul edildiğinden, durgunluk dönemlerinde değerleri yükselme eğilimindedir. Merkez Bankaları bile ekonominin toparlanmasını teşvik etmek için tahvil satın alır. Bazı tahviller faiz oranları düşükken daha iyi performans gösterirken, bazılarının fiyatları faiz oranları arttığında yükselir, bu nedenle bilinçli bir karar vermek için yeterli veri toplamak önemlidir.
Durgunluk nasıl tahmin edilir?
Ne yazık ki yaklaşan bir durgunluğu tahmin etmenin %100 doğru bir yolu yoktur. Bununla birlikte bazı göstergeler, yaklaşan potansiyel ekonomik gerilemeler hakkında ekonomistlere uyarılar verebilir. Örneğin, daha az istihdam (özellikle ürün üretimiyle bağlantılı) tüketici harcamalarının ve talebin düşmesi anlamına geldiğinden, artan işsizlik oranları bir durgunluğun başlangıcını ortaya çıkarabilir.
En önemli göstergelerden biri ters getiri eğrisidir.
Getiri eğrisi, kısa vadeli ve uzun vadeli devlet tahvilleri arasındaki ilişkiyi gösterir. Ekonomi iyi gittiğinde uzun vadeli getiri daha yüksek olacaktır. Bununla birlikte, getiri eğrisi tersine dönerse, uzun vadeli getiri daha düşük olur, bu ekonomiye olan güvenin azaldığına, ekonomik istikrarsızlığın başlangıcına ve yakın gelecekte potansiyel bir durgunluğa işaret edebilir.
Durgunluk ve buhran arasındaki farklar
“Durgunluk” ve “buhran” çok yakın ekonomik terimlerdir, ancak yine de aralarında bazı farklılıklar vardır. Ekonomik buhran, durgunluktan çok daha şiddetlidir ve daha ciddi sonuçlara yol açar. Buhranlar, durgunluklardan daha uzun sürer ve en az aylar hatta birkaç yıl sürer.
Örneğin, Büyük Buhran, 1929'da başlayıp 1933'te sona ererek dört yıldan fazla sürmüştü. Ekonominin bu durumdan kurtulması neredeyse on yıl sürdü. Karşılaştırıldığında, 2000'lerin sonundaki Büyük Durgunluk, 2007'nin sonundan 2009'un ortasına kadar sürdü ve bu önemli ölçüde daha kısaydı.
Durgunluklar ne kadar sürer?
Durgunluklar, bir ekonominin ne kadar kötü etkilendiğine ve yetkililerin etkilerini hafifletmek için yeterli önlemleri alıp almadığına bağlı olarak birkaç haftadan birkaç yıla kadar sürebilir. Ortalama olarak, bir durgunluk dönemi 11 ila 17 ay arasında sürebilir ve ABD tarihindeki en uzun durgunluğun sona ermesi beş yıldan fazla sürmüştür. Ne yazık ki, bir durgunluğun tam olarak ne zaman sona ereceğini tahmin etmek imkansızdır, bu yüzden yapılacak tek şey beklemektir.
Durgunluk örneği
En yakın tarihli ve en önemli örnek, COVID-19 salgınını izleyen durgunluktur. O zamanlar, birçok işletme ürün üretimini durdurmak ve kapatmak zorunda kaldığı için dünyadaki ülkelerin ekonomileri çok keskin bir düşüş yaşadı. Bu, hükümetlerinin mali yüklerini hafifletme çabalarına rağmen birçok şirketin iflas etmesiyle borsanın çökmesine neden oldu.
2023-07-19 • Güncellendi